DOĞAL SEÇİLİM NEDİR ?

Doğal seçilim ve evrim teorisi

DOĞAL SEÇİLİM NEDİR ?
DOĞAL SEÇİLİM NEDİR ?

DOĞAL SEÇİLİM NEDİR ?                                                                          

      Doğal seçilim, belirli bir türde dış çevreye uyum sağlama konusunda daha elverişli özelliklere sahip canlıların , bu elverişli özelliklere sahip olmayan diğer canlılara göre yaşama ve üreme şanslarının daha yüksek olmasıdır. Bunun sonucu olarak genlerini yeni kuşaklara aktarabilenler sayesinde işleyen evrimsel bir mekanizmadır. Böylece dış çevreye uyum sağlamakta sorunlar yaşayan canlılar ve genler  popülasyonundan ayıklanmış olacaktır. Doğal seçilim ayrıca doğal seçme, doğal ayıklanma ya da doğal seleksiyon gibi isimlerle de anılmaktadır. 

     Doğal Seçilim'in çok eski bir tarihi bulunmaktadır. Bazı canlıların doğaya karşı rastgele bir şekilde daha avantajlı hale geldikleri fikrini ilk ileri süren kişi M.Ö. 450'li yıllarda yaşamış olan Empedocles'tir. Daha sonra öğrencisi Lucretius, daha sonra Aristotales, El-Cehiz gibi isimler yaşam mücadelesinin doğal seçilimde ki rolünü  tanımlamış ve  geliştirmiştir. Biruni, yapay seçilime atıfta bulunarak doğada bu tip bir seçilim bulunduğu ileri sürmüştür. 18. yüzyılda bir süre aradan sonra tekrar gündeme gelen Doğal Seçilim fikri, Pierre Louis Maupertius tarafından güncellenmiştir. Ancak tüm bunların fikirlerinden yola çıkıp, müthiş bir gözlem gücü ve örnekleme başarısıyla, en geniş hali ve açıklamalarıyla ileri süren ve o güne kadar seçilimin Platoncu ve Lamarkçı yorumlarından arındıran kişi, 19. yüzyılın dehası olarak anılan Charles Robert Darwin'di. Peki kim bu Charles Robert Darwin?

   Gelin kısaca hayatına ve ortaya attığı teoriye bir bakalım.      

 

CHARLES ROBERT DARWİN VE DOĞAL SEÇİLİM TEORİSİ           

Charles Robert Darwin kimdir ?                                                                                    

      Darwin İngiliz biyolog ve doğa tarihçisidir. Doğal seçilim yoluyla evrimleşme kuramının kurucusudur.İnsan ve diğer canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüş ve o günün şartlarına göre teorisini destekleyen kanıtlar bulmuştur.Darwin'in  fikirleri üzerine inşa edilen modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli ve birleştirici ögesidir. Evrimin gerçekleştiği olgusu Darwin hayattayken, doğal seçilim teorisinin evrimin ana açıklaması olması ise 1930'lu yıllarda bilim dünyası tarafından kabul görmüştür.Darwin’in bu orijinal teorisi modern evrimsel biyolojininin temelini oluşturmakla beraber hayatın çeşitliliği üzerine birleştirici mantıksal bir açıklama sunmaktadır.Gelin birlikte Darwin’in teorisine bir göz atalım. 

 

DARWİN’İN TEORİSİ                                                                                                

    Darwin’in yayınladığı türlerin kökeni adlı kitapta anlattığına göre türler yoktan var edilen ve değişmeyen varlıklar değildi, bu çok uzun zaman dilimleri içerisinde farklılaşan ve süreç içinde arada bir yeni bir tanesinin oluştuğu, özünde değişken olan birimlerdi. Tanrının en yüce eseri olan bizlerinde öncül birden türden türeyen ve zaman içinde yavaş yavaş oluşan milyonlarca türden yalnızca bir tanesi olduğu düşüncesiyse, Darwin in Victoria dönemi okuyucuları için daha da sarsıcıydı. Çünkü ona göre insanları özel yada kutsal yapan bir şey yoktu: Bizler yalnızca uzun bir maymun soyunun son noktasıydık.Darwin in bu görüşleri, düşünsel dinamit etkisi yaratmıştı. Ve Darwin daha da ileri giderek, hem evrimin gerçekleşmesine olanak tanıyan bir mekanizma olan doğal seçilimi, hem de bu mekanizmanın işlediğini gösteren çok miktarda veriyi ortaya koydu. Canlıların birbirlerinden farklı olduklarının ve ortamın kaldırabileceğinden daha fazla yavru üretme eğilimde olduklarının ayırdındaydı. Dolayısıyla bir türe ait bireylerin, besin gibi kısıtlı kaynaklar için sürekli rekabet halinde olduklarını biliyordu. Darwin bu koşullar altında gen çeşitliliğinin, bazı bireylerin daha iyi rekabet  edebilmesi ve dolayısıyla varlıklarını sürdürüp üreme olasılıklarının daha yüksek olması anlamına geldiğini sezmişti. Böylece, bir sonraki kuşağa katkıda bulunanlar başarılı olan çeşitlemeler olduğu için, o kuşak, başarılı çeşitlemelerin özellikleri açısından bir önceki kuşağa göre zenginleşmiş olacaktı.

    Tohum yiyen kuşları ele alalım. Hiçbir zaman tüm kuşları besleyecek kadar tohum olmadığından, kuşlar arasında tohumlar için sürekli bir rekabet vardır. Etkili bir tohum kırma aracı olan gagaların bazı bireylerde özellikle güçlü olduğunu ve böylece onları daha güçsüz gagalılara göre daha verimli besin derleyicilere dönüştürdüğünü düşünün. Güçlü gagalı kuşlar varlıkları sürdürme ve üreme konusunda diğerlerinden daha başarılı olacaklardır. Ve güçlü gagalı kuşların genellikle kendileri gibi yavrular ürettiklerini varsayarsak, bir sonraki kuşakta güçlü gagalı bireylerin oranı daha yüksek olacak. Bu basit ama güçlü düşünceye Darwin Doğal Seçilim adını vermişti. Yaşadığı dönemde insanların dirençlerinin yavaş yavaş kırılması gerektiğini biliyordu. Bu yüzdende yapay seçilim gibi tanıdık olan konularda yoğunlaştı. Koyunlar ve ineklerden nasıl iyi verim alınması gerektiğini araştırdı ve de güvercinler üzerinde deneyler yaptı.

    Günümüzde yapay seçilimin en önemli örnekleri olarak köpekleri gösterebiliriz. Bu yabanı atın köpeğe dönüşme süreci yaklaşık 10000 yıl önce gerçekleşti. Labrador dan St Bernara ya kadar birçok tür oluştu. Darwin köpekler evrimi üzerine birçok kuram kurdu. Kurduğu  bu kuramlar akıllıcaydı ama neredeyse amacına ulaşmasını engelliyecekti. Fakat yinede tezleri son gelişmeler karşında yıpranmayıp tersine daha da güçleniyor. O her zaman Evrim teorilerinin ilahi olacak.Tüm canlı ve cansız varlık kainat başladığı günden itibaren çeşitli kademelerde değişik boyutlarda evrim geçirmişlerdir. Fakat bu noktada evrimin doğrusal bir mantık içinde bulunmadığını belirtmeliyim. Evrim akışının doğal seleksiyon yolu ile olduğu için çeşitli zamanlarda durmuş, çeşitli zamanlarda ise yüksek bir hızla birkaç on bin yıl içersinde de yeni türlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. İklimler bu süreci çok değişik şekillerde etkilemiştir. Dünya bu güne kadar yedi buzul çağı geçirmiştir. Bazı bilim adamlarına göre homo sapiens türünün yok olmasından sonra evrim hızı defalarca kat hızlanacaktır. İnsan bu süreci yavaşlatmaktadır. Bir başka teze göre ise çeşitli evrimlergeçirmiş olan insanın beyni yaşam enerjisinin %20 sini tükettiği için bundan sonraki süreçte gelişim ters yönü olacağı belirtiliyor.Bu işleyişi vericiğimiz örnekler için dünya başlangıcından bu yana gelişen olayları göz önünde bulundurmalıyız.                         

 

ADIM ADIM DOĞAL SEÇİLİM  

1- Özelliklerde çeşitlilik vardır.

Örneğin, bazı böcekler yeşil, bazıları ise kahverengidir                                                                                                                                                           

2-Ayrımlı üreme vardır  

Çevre, popülasyonların sınırsız gelişimini destekleyemez. Bu yüzden popülasyondaki bireylerin tümü üreme potansiyellerinin tamamını kullanamaz. Bu örnekte, yeşil böceklerin kuşlar tarafından yenme olasılıkları daha yüksek olduğundan, yeşil böceklerin üremek için sağkalım olasılıkları kahverengi böceklere göre daha düşüktür                                                                                                          

3-Kalıtım vardır

Hayatta kalan kahverengi böceklerin kahverengi yavru böcekleri olur, çünkü bu özelliğin genetik bir temeli vardır.

4-Nihai sonuç

Böceğin daha fazla yavru oluşturmasına olanak sağlayan kahverengi renk, daha avantajlı bir özelliktir ve popülasyon içinde giderek yaygınlık kazanacaktır. Eğer bu süreç böyle devam ederse, popülasyondaki tüm bireyler sonunda kahverengi olacaktır.

 

Eğer elinizde çeşitlilik, ayrımlı üreme ve kalıtım varsa bunun sonucunda doğal seçilim yoluyla evrim elde edersiniz. İşte bu kadar basit :)

Düşünün ki bir kartalsınız ve fare avlayacaksınız.Hangi fareleri daha rahat avlardınız? Zemin rengi ile aynı olan ve kamufle olanları mı yoksa farklı renkte olanları mı? Geriye kalanlar neslini sürdürenler ve doğa tarafından seçilenlerdir.